Gizem Tuncer: Arabesk biri misiniz?
Arabesk biri misiniz?
Acı çektiğimde çok arabesk oluyorum. Dövüşirken çok sert davranıyorum. Bir sevgilim olduğunda çok kadınsı oluyorum. Bekar olduğumda çok dürüst bir insanım. Bu anlamda bukalemun gibiyim.
Hepimiz biraz arabeskiz. Ailem arabesktir. Doğduğum ülke arabesktir. Bende öyleyim. Bazen değilim. Değişiyor.
‘Kalmam’ müziği ne diyor?
Aslında hepimizin yaşadığı bir hikaye. Zehirli ve çok hırpalandığımız bir ilişkiden uzaklaşmak istemenin ama aynı zamanda kalplerimizi de geride bırakmanın öyküsünü anlatıyor.
Hayatınızda böyle bir ilişkiniz oldu mu?
Bu uzun zaman önce oldu. Kalbim kırılsa da katılmaya devam ettiğim bir bağlantıydı bu. Bunun kendime hakaret olduğunu anladığım anda oradan uzaklaştım.
Birisi sana para ödemiyorsa orada kalmamalısın. Henüz pahalı hissettiğim yeri bulduğumu sanmıyorum. Bu yüzden yalnızım. Değerli değil. Kendimi yeterli hissedeceğim bir yer mutlaka vardır. Bunu arıyorum.
Aşk hayatınız hakkında konuşalım. Şu anda hayatında kimsenin olmadığını söylemiştin.
Yani flörtlerim var ama çok uzun sürmemelerinin sebebi bunu kaldıramamam. Yoksa çok çapkın bir insanım. Her ne kadar öyle görünmesem de.
Bunu hayatınızdaki biriyle paylaşır mısınız?
Hayır. Aslında hiç paylaşmıyorum. Bundan sonra paylaşmayacağım. Instagram benim iş yerim. Çalışmalarımı paylaşıyorum. O adamın orada işi yok. Bir gün evlenirsem muhtemelen hikayeme düğünümden bir fotoğraf koyacağım. Mesela Gülşen.
Sosyal medyada Ozan Çolakoğlu’yla çekilmiş fotoğrafı yok. Ben de bu şekilde istiyorum. Bu arada bunu yapanları eleştirmiyorum. Görünüşe göre onlar da memnunlar.
Sizce Gizem insanlara ne kadar gösteriyor?
Eskiden kibar ve mesafeliydim. Çok tereddüt ettim. Babam Mahmut Tuncer’in etiketini de layıkıyla taşımam gerekiyordu. Artık daha rahatım.
Sadece aklıma geleni söyledim. Kendimi hiçbir şekilde yenemiyorum. Mekan açıkken çok rahat konuşabilen ve kendini ifade edebilen biriyim.
Çok rahat olmanız ve aklınıza geleni söylemeniz, birçok telaffuzunuzun dergide tartışma konusu olmasına neden oluyor. Bu aşamada babanız ‘Kızım ne gerek var’ diyor. Konuşma bu kadar.” diyor mu?
Hayır, asla söylemiyor. Birbirimizin mesleklerine karışmayız. Zaten onu utandıracak hiçbir şey yapmazdım. Bu anlamda benimle gurur duyduğunu biliyorum.
O zamanlar çok önemli olan telaffuzlarım zaten herkesin içsel duygularıydı. İnsanlar manşetleri okuyor ve röportajın ana içeriğine bakmıyor. Aslında bütün karışıklık oradan geliyor.